4857 sayılı İş Kanunu, işçi ile işveren arasındaki hizmet ilişkisi, çalışma koşulları ve tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenlemektedir. Kanun mutlak, nispi ve yedek hukuk kurallarından oluşmaktadır.
- Mutlak emredici hükümler, taraf iradeleriyle aksi kararlaştırılamayan hükümlerdir. Mutlak emredici normlarda emredicilik ilkesi herkesi bağlar. Mutlak emredici hükümler işçi lehine dahi hiçbir surette değiştirilemeyen hükümlerdir. Örneğin İş Kanunun 21.maddesinde yer alan iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ilişkin ücretin miktarı; tavan sınırı uygulaması, mutlak emredici bir kuraldır.
- Nispi emredici hükümler aksi ancak işçi lehine olmak koşuluyla kararlaştırılabilen hükümlerdir. İş Kanunu’nun 17.maddesinde yer alan ihbar önellerine ilişkin düzenleme nispi emredici hükümdür. Buna göre asgari bildirim önelinin altına düşülemez, fakat sözleşme ile işçi lehine ihbar öneli artırılabilir.
- Yedek hukuk kuralları tarafların aksini serbestçe kararlaştırabildikleri düzenlemelerdir.
Yasanın emredici hukuk kuralları çerçevesinde nispi emredici ve yedek hukuk kuralları işçi lehine olmak koşuluyla kararlaştırılabilir. İşçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanan ihtilaflarda, iş kanununda hüküm bulunmaması halinde, hâkim tarafından işçi lehine yorum ilkesine göre karar verilir. Burada yasanın zayıf konumunda olan işçiyi koruduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay, istikrarlı kararlarında iş hukukunda hüküm bulunmayan hallerde işçi lehine yorum ilkesini uygulayarak yargılamayı neticelendirmektedir.