Madde 66 – Aşağıdaki süreler işçinin günlük çalışma sürelerinden sayılır:
a) Madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler.
b) İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler.
c) İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler.
d) İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler.
e) Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler.
f) Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler.
İşin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden sayılmaz.
İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen temel kurallar bütünüdür. Bu kuralların en önemli noktalarından biri de “çalışma süresi”nin ne olduğunun belirlenmesidir. İş Kanunu’nun 66. Maddesi, işçinin fiilen iş yapmadığı bazı durumların dahi çalışma süresinden sayılacağını açıkça belirterek bu konuya netlik getirir.
Bu makalede, İş Kanunu Madde 66’da sayılan, işçinin günlük çalışma sürelerinden sayılan bu istisnai ve önemli halleri tüm detaylarıyla inceleyeceğiz. Bu sürelerin doğru tespiti, hem işçi haklarının korunması hem de işverenlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından önem taşımaktadır.
Çalışma Süresi Kavramı ve Madde 66'nın İş Hukukundaki Önemi
İş Kanununa göre çalışma süresi, işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süredir. Ancak Madde 66, bu temel tanımın ötesine geçerek, işçinin “iş görmeye hazır durumda” olduğu veya işveren talimatıyla belirli bir yerde bulunduğu sürelerin de çalışma süresine dahil edilmesi gerektiğini hükme bağlar.
Bu düzenleme, işçinin ekonomik bağımlılığını ve işveren otoritesi altındaki zamanını koruma amacı taşır. Madde 66, işin niteliği gereği veya işveren tarafından dayatılan koşullar nedeniyle harcanan zamanın, işçinin özel hayatına ait zamandan çalınmasını önler ve bu sürenin karşılığında ücret almasını güvence altına alır.
Çalışma Süresinden Sayılan Temel Haller Nelerdir?
Madde 66, işçinin işyerine ulaşımı, işi beklemesi veya işverenin özel talimatlarını yerine getirmesi gibi 6 farklı durumu çalışma süresinden sayar. Bu durumlar aşağıda ayrıntılı açıklanmıştır.
Yeraltı ve Su Altı İşlerinde Geçen İntikal Süreleri
Kanunun ilk bendi, özellikle madenler, taşocakları gibi ağır ve tehlikeli işkollarını kapsar. Yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler çalışma süresine eklenir. Bu tür işlerde asıl çalışma yerine ulaşım, çoğu zaman riskli ve zorlu bir süreçtir. Bu sürenin çalışma süresinden sayılması, işçinin o an itibarıyla tamamen işverenin kontrol ve otoritesi altında olduğunun kabulüdür.
İşveren Tarafından Başka Bir Yere Gönderilme Halinde Yolda Geçen Süreler
İşveren, işçiyi geçici olarak kendi işyeri dışındaki başka bir yerde çalıştırmak üzere gönderebilir. İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler çalışma süresinden sayılır. Bu durum, çoğunlukla görevlendirme (geçici işyeri değişikliği) durumlarında ortaya çıkar. İşçinin asıl işyerine ilk gidiş ve son dönüş süresi (servis fıkrası hariç) çalışma süresinden sayılmazken, işverenin işiyle ilgili görevlendirmesi nedeniyle yolculukta geçen süre, iş görme borcunun bir parçası olarak kabul edilir.
İş Beklenerek Boş Geçirilen Süreler (İş Görmeye Hazır Olma
Bu bent, işçinin pasif konumda dahi olsa, işverene bağlı ve hazır olma zorunluluğunu vurgular. İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler çalışma süresindendir. Bir üretim bandında arıza nedeniyle işin durması, ancak işçilerin işten ayrılmayıp arızanın giderilmesini ve işe başlamayı beklemesi; ya da bir danışma personelinin müşteri beklediği süreler bu kapsama girer. Bu durumda işçi dinlenme serbestisine sahip değildir.
İşveren Talimatıyla Asıl İşini Yapmaksızın Geçirilen Süreler
Bu bent, işçinin asıl görevini yapmadığı, ancak işverenin menfaatine olan başka faaliyetlerle meşgul edildiği durumları kapsar. İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi (görevlendirme), işveren evinde veya bürosunda ya da işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler çalışma süresinden sayılır. İşverenin özel işlerini görme (evrak getirme-götürme, banka işlemleri), eğitimlere katılma, toplantılarda hazır bulunma veya işverenle birlikte misafir ağırlama gibi durumlardır.
Çocuk Emziren Kadın İşçilerin Süt İzinleri
Bu madde, kadın işçinin annelik hakkını koruyan önemli bir sosyal hükümdür. Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler (süt izni) günlük çalışma süresinden sayılır. Süt izni, Anayasal bir hak olan annelik hakkının yasal güvencesidir. Bu süreler, işçinin dinlenme veya yemek molası gibi kendisinin belirleyeceği süreler olmayıp, kanunen çalışma süresi içinde kabul edilmek zorundadır.
Toplu Taşıma ile İşyerine Getirilip Götürülme Süreleri
Bu bent, işyerinin konumu ve işin niteliği gereği toplu ulaşımı zorunlu kılan durumları düzenler. Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde, bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler çalışma süresinden sayılır. Bu kuralın uygulanabilmesi için işyerinin yerleşim yerinden uzak olması ve işçilerin toplu ve düzenli bir şekilde taşınması zorunludur.
Sosyal Amaçlı Servis Sürelerinin İstisna Oluşturması
Madde 66’nın son fıkrası, çalışma süresinden sayılmayan hallere dair önemli bir istisnayı belirler: Buna göre; “İşin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden sayılmaz.”
Servis Kullanımı Çalışma Süresinden Sayılır Mı?
Servis kullanımının çalışma süresinden sayılan halleri olduğu gibi sayılmayan halleri de mevcuttur. Buna göre;
Çalışma Süresinden Sayılmayan Durum (Sosyal Amaç): Şehir merkezindeki bir fabrikada, işveren tarafından ikram (lütuf) olarak sağlanan servis hizmetinde yolda geçen süreler, işçinin işe geliş gidişini kolaylaştırmayı amaçladığından çalışma süresi dışında tutulur. İşçinin bu servisi kullanma zorunluluğu yoktur ve alternatif ulaşım imkanları mevcuttur.
Çalışma Süresinden Sayılan Durum (Zorunluluk): Madde 66/f bendindeki gibi, işyerinin uzaklığı nedeniyle işçinin ulaşımını kendisinin sağlamasının mümkün veya pratik olmadığı şantiye veya benzeri işlerdeki taşıma süreleri ise zorunluluktan doğduğu için çalışma süresinden sayılır.
Bu ayrım, Yargıtay kararlarıyla da desteklenerek, işçinin evinden işe gidiş ve işten dönüş süresinin (eğer işin niteliği gereği bir zorunluluk yoksa), özel hayatına ait zaman olduğu ilkesine bağlıdır.
Madde 66'ya Uygunluğun İşçi ve İşveren Açısından Önemi
İş Kanunu Madde 66, çalışma süresi kavramını dar kalıplardan çıkarıp, işçinin iş gücünü işverenin emrine tahsis ettiği tüm zaman dilimlerini kapsam altına alarak işçiyi korur. Madde 66’da sayılan bu sürelerin doğru hesaplanması, fazla çalışma sürelerinin ve dolayısıyla ödenecek ücretin doğru belirlenmesi için hayati öneme sahiptir. İşverenlerin, özellikle (a), (b), (c) ve (f) bentlerinde belirtilen durumları doğru şekilde kayıt altına almaması, gelecekte yüksek tutarlı fazla mesai alacakları ve idari para cezalarıyla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.